Gölpazarı

Gölpazarı Genel Bilgi


 
Karadeniz Bölgesi'nin batı ucunda, Bilecik İli'ne bağlı bir ilçe olan Gölpazarı, kuzeyde Sakarya, doğuda Bolu, güneydoğuda Eskişehir illeri, güneyde Söğüt, batıda Merkez ilçe, kuzeybatıda da Osmaneli ilçeleri ile çevrilidir.İlçenin topraklarının büyük kısmı ve ilçe merkezi, Karadeniz Bölgesi'nin, Batı Karadeniz Bölümünde, kuzeybatı kesiminde küçük bir bölümü de  Marmara Bölgesi'ndedir. Çok yüksek olmayan oldukça engebeli bir yüzeyi vardır. Başlıca yükseltileri Göldağ ve ilçe merkezinin güneyindeki Ortadağ'dır. İlçenin en yüksek yeri Gölpazarı Ovasının güneybatısındaki Göldağı’nın Kurşunlu Tepesidir (1284m). İlçe topraklarının sularını Sakarya ile Göynük Çayı, Akçay ve Değirmendere (Yenipazar Çayı) gibi kolları toplar. Güneydoğuda Sakarya, kuzeyde de Göynük Çayı ilçe sınırlarının bir bölümünü oluşturur. Sakarya'nın doğu kıyısı yakınındaki Karaağaç'ta ve Yenipazar'da düzlük alanlar vardır. Gölova adı ile de anılan Gölpazarı Ovası alüvyonlarla örtülü bir çöküntü alanıdır. Yüzölçümü 686 km2 olan Gölpazarı'nın toplam nüfusu 16.187'dir.
 
İlçenin ekonomisi tarıma dayanmaktadır. Gölpazarı bitkisel üretim bakımından ilin en önemli ilçesidir. Başlıca bitkisel ürünler olarak, şeker pancarı ve ayçiçeği üretilmektedir. Önemli miktarda da buğday, arpa, üzüm ve elmanın yanı sıra az miktarda şerbetçiotu, baklagiller, yulaf ve ayva yetiştirilir. Hayvancılık da ilçe ekonomisinde etkilidir. En çok koyun, keçi ve sığır yetiştirilmektedir. Bölgede İpekböcekçiliği eski önemini yitirmiş olup, yine de ikincil uğraşlardan birisidir. İlçe topraklarında bitümlü şist yatakları vardır.
 
Yörede bulunan höyükler, Gölpazarı'nın çok eski bir yerleşim olduğunu ortaya koymaktadır. Burada yeterli araştırma yapılmadığından antik çağa ait tarihine ilişkin bilgiler yetersizdir. Bununla birlikte MÖ.XIII.yüzyılda Friglerin yerleştiği sanılan Gölpazarı yöresi, daha sonra pers, Roma ve Bizans egemenlikleri altında kalmıştır.
 
M.Ö. 1. yüzyılda Romalılar tarafından idare edilmekte olan bu yöre, M.S. 395’te Roma İmparatorluğu’nun parçalanması üzerine Doğu Roma (Bizans) Devleti’nin egemenliği altına girmiştir. 
 
Osmanlı Beyliği’nin yöreye egemen olmasıyla da bu topraklar Türk idaresine geçti. Osmanlı Devleti’nin ilk kuruluş devirlerinden itibaren askeri tarihinde mühim rol oynamış ve bilhassa akıncı teşkilatında görev almış ümera ailelerinden birisi de Mihaloğulları (Mihal Bey, Köse Mihal, Gazi Mihal, Mihal Gazi) ailesidir. Kökeni, Osman Gazi zamanında Harmankaya (Harmanköy)  tekfuru olup sonradan müslüman olan Köse Mihal’e bağlanan bu aile, yüzyıllarca imparatorluğa hizmet etmiş, kuruluş ve yükseliş devrilerinde ünlü kahraman gaziler yetiştirmiştir.

Gölpazarı, Osmanlı Beyliği’nin kuruluş yıllarında, Köse Mihal’in beyi olduğu Harmankaya Tekfurluğuna bağlı idi. Daha sonra Köse Mihal’in Osman Bey’in hizmetine girmesiyle Harmankaya bölgesiyle birlikte Gölpazarı toprakları da Osmanlı Beyliği’ne katılmıitır. Gölpazarı Osmanlılar zamanında Resulşel, Dönen, Akçaoba, Akçaova isimleri ile anılmıştır. İlçenin Osmanlılara katılmasından sonra güney yönünde bulunan gölün kenarında büyük bir kır pazarı kurulmuş ve bu yüzden Gölpazarı adını almıştır.

Gölpazarı, Osmanlılar döneminde  Hüdavendigâr (Bursa) sancağı sınırları içinde Bilecik (Ertuğrul) kazasına bağlı bir bucak iken, 1926 yılında Bilecik iline bağlı  ilçe durumuna getirilmiştir.

Gölpazarı'nda Roma Dönemi'ne ait kapalı Kaya diye anılan bir mezar ayrıca Roma döneminden kalma mermer atölyeleri, sunaklar ve lahitler bulunmaktadır.

Tarihten Kalanlar

Mihal Bey Camisi
Kasımlar Köyü Camisi
Gölpazarı Hamamı
Mihal Bey Hanı 'dır.

BİLECİK
 
Osmaneli
 
Lefke
 
Bugün 3 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol